Dördüncü sahne
İsrafil: Bu adam
şiir yazmayı çok seviyor. Şeytana yazdığı şiire bakın hele. Haddini bilmemek
diye buna derim.
Benim küçük
azazilim
Karanlıklar
basıyor afakımı
Kanlı
nehirler akıyor rüyalarımda
Düşlerimde
sensizlik bir isyan
Vaz
geçişlerim yokluğuna gebe
Çamurdan can
verdiğim hayallere
Tapmanı
istesem
Kaçıp gider
misin?
Bahşettiğim
cennetten ebediyete
Şimdi uzak
karanlık diyardayım
Adıma iblis
denmiş, şeytan denmiş
Umurumda
değil artık
Senin
cennetinde değilsem
Dumansız
ateşimi neyleyim
Kaybettim
azazilliğimi
Artık melek
değilim.
(son cümleyi
Azrail’le birlikte söyler ve Azrail içeri girer)
İsrafil: Ne oldu?
Azrail: Öldü,
öldü sonunda!
İsrafil: Kim?
Azrail: Bey.
İsrafil: Nasıl
öldü? Neyden öldü?
Azrail:
İnançsızlıktan. Bedeni daha fazla dayanamadı. Bilekleri kesilmişti, gittiğimde
oluk oluk kan akıyordu.
İsrafil: Görünce
şaşırdı mı seni? Son sözü ne oldu?
Azrail: Çıplak insanları görüyorum
Kanlı
ilahlarını kaybetmiş
Kaçacak
bir yerimiz yok artık
Tek
günahımız içimizdeki İblis!
(melekler
birlikte söyler) la ilahe il Allah!
Sorgu meleği 2:
Tanrı kararını verdi. Kıyamete kadar bir de Araf’ta izleyecekmiş onu.
Sorgu meleği 1:
Kimi kimsesi yoktu garibimin. Herkesten önce de kabirden ayrılıp Araf’a
gönderilecek ha! Yazık arkasından bir dua okuyanı da yok! Artık sevap da
kazanamayacak. Yalnız başına öldü.
(Azrail ile İsrafil
birlikte bağırır): Hayır tek başına öldü!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder