Üçüncü sahne
(Yek sahnenin sol tarafından girer siyahlar içindedir ve
sesi her zamanki gibi alaycı tavrıyla sinir bozmaktadır)
Yek: Evet ölmek istiyorsun biliyorum; ama şunu
unutma. Ölmek istiyorsan yaşamak için sebebin olmalı ki onları kaybetmeyi göze
almalısın. Ama sen, peki ya sen ancak bir korkak gibisin, yaşamak için o kadar
güzel hayallerin var ki sen korkaksın bir korkak anladın mı! Sen ölecek kadar
cesarete sahip değilsin o yüzden hala yaşıyorsun ve can çekişiyorsun. Kanında
dolaşan melankolik satırdan başka bir şey değildir ölüm.
(Bey
sahnenin sesle irkilir, yattığı yerden kalkar ve sahnenin ortasında boynu bükük
durur)
(Key
sahnenin sağ tarafından yeke bakarak içeri girer)
Bey(Key’e bakarak) : Konuş!
Yenilginin sebebini biliyorum. Asıl şimdi konuş. Hayat kavgasında bana boş
umutlar verirken konuşman büyülü bir nefes gibiydi. Zaferin sarhoşluğuna öyle
bir kapıldım ki bana sunduğun şarabı fütursuzca içtim ve gördüğüm her şeyi
gerçek sandım!(cümlenin sonunda Key ’in yakasına yapışır ve onu sallayarak
alaşağı eder) Şimdi niye susuyorsun konuş diyorum sana!
Key(key yerden
kalkarak) : Efendim bu yekin son oyunu inanmayın savaşı kaybetsek bile umudumuz
zaferimiz olmalı.
Yek: (yek yine sinir bozucu konuşmasını
yapar) Umut güzel şey bilirim. Sizin gibiler umut için yaşar. Anlamını
hiç kendinize sordunuz mu? Komik bir cevap. Var olanın dışında hayal kurmak. Çocuklarınızın
ismini bile umut koyuyorsunuz; ama key çok beceriksizsin. Bir şey için sadece
savaşırım ve kazanırım sizin gibi umudun bayraktarlığını yapmam. Benim
çocuklarımın tek ismi vardır ifrit!
Bey: Katip! Katip
neredesin kurtar beni bunlardan! Delirmek üzereyim hayır hayır bu bir rüya! Ebet
bir rüya olmalı! Katip! İmdat!
Katip: Ne oldu
beyim. İmdat diye bağırıyordunuz. Kötü bir kabus gördünüz sanırsam.
Bey: Evet çocuğum
evet yine kötü kabuslar peşimde.
Katip: Buyurun
beyim yatın dinlenin tekrar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder